Modern yaşamda meditasyon çalışmaları daha çok zihni sessizleştirmek, odaklanmak, sakinleşmek vb amaçlarla uygulanmaktadır. Ve en çok karşımıza çıkan kavram ise mindfulness yani “açık, nazik, yargısız dikkat”tir. Tüm geleneksel meditasyon çalışmalarının temelini oluşturan mindfulness, olumlu ya da olumsuz herhangi bir yargıya kapılmadan, sadece yaşanılan andaki deneyimin içinde farkındalıkla kalmayı ifade eder.
Günümüzde Mindfulness kavramının yaygınlaşmasını sağlayan en önemli araştırmacılardan biri Amerika’lı emekli tıp profesörü, Massachusetts Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde iki önemli merkezin kurucusu olan Jon Kabat-Zinn (1944 -)’dir. Philip Kapleau, Thich Nhat Hanh ve Seung Sahn gibi Zen üstadları ile yaptığı çalışmalar ve kişisel yoga pratiği sayesinde öğretilerin bilimsel bulgularla bütünleştirmiştir. Kabat- Zinn’e göre mindfulness; “Açık, nazik ve yargısız bir şekilde dikkati kasıtlı olarak yönlendirme sonucunda ortaya çıkan farkındalık” halidir.
Zihin sürekli düşünce yaratır, zihni susturmak mümkün değildir. Ancak, zihne gelen düşünceleri fark ederek, onların vücutta yarattığı hisleri 5 duyu ile fark ederek, hemen ‘gerilime’ kapılmadan o düşünceleri fark etmek mümkün hale gelir.
İşte mindfulness ile yoga pratiklerinde ve meditasyon çalışmalarında zihin bu yönde eğitilir ve aynı spor salonlarında yapılan ağırlık çalışmalarında kas gücünün artması gibi, zihne gelen düşüncelere kapılmama ‘dayanıklılığı’ da artar.
Ve zaman içinde kişi sadece meditasyon sırasında seansında değil, günlük hayatta da açık, nazik, şefkatli ve yargısız olmaya başlar. Ve öfke, gerginlik, endişe, korku gibi duygular yerini daha olumlu duygulara bırakır. Çünkü sanılanının aksine, nöroplastisite özelliğinden dolayı beynin yapısı değişmektedir.
Kadim yoga öğretisinde ise nihai amaç meditasyon yoluyla sonsuz olanın bilgisine ulaşmaktır. Özgürleşme (moksha), aydınlanma (nirvana), erme ya da yoga felsefesindeki adıyla samadhi denilen “mutlak mutluluk” haline ulaşmak için uygulanması gereken adımları sistematik olarak tanımlayan ilk kişi Patanjali’dir. 4. yy’da Patanjali tarafından yazılan Yoga Sutra’larda tanımlanan 8 adım meditasyon yoluyla zihindeki yanılgıları ortadan kaldırmanın basamaklarını sunar. Bu 8 basamaktan ilk ikisinde çevreyle ilişkilerin düzenlenmesi ve kişisel disiplinler oluşturulması için “yama” yani toplumsal disiplinler ve “niyama”lar yani bireysel disiplinler uygulanır. Daha sonra meditasyon oturuşları, nefes çalışmaları ile meditasyon aşamaları olan pratyahara-dhyana-dharana (duyuların kaldırılması, odaklanma ve konsantrasyon) aşamaları gelir. Patanjali yoga sutralara göre kişiler bu basamakların izlenmesi yoluyla zihinlerini sessizlik ve odaklanma, kendilerini de öz-farkındalık konusunda eğiterek 8 basamakta samadhi’ye ulaşabilirler.
Meditasyon kendinden geçmeye, manevi mutluluk ya da huzura ulaşmaya çalışmak olmadığı gibi daha iyi bir insan olmaya çalışmak da değildir. Basitçe zihin oyunlarını, kendi aldatmacalarımızı, gizli korku ve beklentilerimizi ortaya çıkarıp, onları geri alabileceğimiz alanı yaratmaktır